Yaşam Bilimleri – İnsan Fizyolojisi – DLR Portal

celikci

New member

Uzay uçuşları sırasında ve sonrasında astronotlarda hormonal ve immünolojik değişiklikler – IMMUNO



Astronotların bağışıklık sistemlerinin uzayda kalarak tehlikeye girdiği uzun zamandır bilinmektedir. Bununla birlikte, kesin nedenler ve mekanizmalar büyük ölçüde bilinmemektedir. İzolasyon, iş yükü ve uyku ritmindeki bozukluklar gibi çeşitli stres faktörlerinin tetikleyici olması muhtemeldir. Ancak uzayın ağırlıksızlık ve radyasyon gibi özel koşulları da bu bozulmaya katkıda bulunur. Dünyadaki kritik derecede hasta insanlar, bağışıklık sisteminin benzer sorunları ile mücadele etmek zorundadır. Her iki durumda da bir yandan mikroplara karşı korunmak için yeterli direncin olması, diğer yandan da bağışıklık sisteminin aşırı yüklenmemesi gerekir.

Münih Ludwig-Maximilians-Üniversitesi’nden bilim adamları, psikolojik testlerle desteklenen kapsamlı biyokimyasal analizlerle, ISS’nin uzun süreli mürettebatının bağışıklık sistemindeki değişiklikleri inceliyor. İzolasyon ve yatak istirahati çalışmalarıyla yapılan karşılaştırmalardan, bireysel faktörlerin rolü ve bağışıklık sisteminin mekanizması hakkında bilgi bekliyorlar. Bu, astronotlar ve yoğun bakım tıbbındaki ağır hastalar için yeni önleyici veya tedavi edici önlemlerin geliştirilmesi için ön koşuldur.

Koordinatör: A. Chouker (Ludwig Maximilian Üniversitesi, Münih)


Uzun süreli ağırlıksızlık sırasında insanların uzayda yönelimi – ETD



Hareket hastalığı olarak da adlandırılan taşıt tutması sorunları, soluk cilt, soğuk terleme, mide bulantısı ve kusma gibi bir dizi semptomdan oluşur. Ek olarak, genellikle bir uyuşukluk ve yorgunluk hissi vardır. Bu fenomenler genellikle gemiyle seyahat ederken ortaya çıkar ve bu nedenle deniz veya seyahat hastalığı olarak da adlandırılır. Değişen yerçekimi koşulları nedeniyle aynı semptomları yaşayan astronotlara uzay hastalığı denir.

Hareket hastalığının artık genel olarak kabul edilen nedeni, iki farklı vücut sisteminin “rekabet ettiği” duyusal bir çatışmadır. Bir yanda başın yerçekimine göre yönünü her zaman kaydeden denge duyusu (iç kulaktaki vestibüler sistem), diğer yanda görsel, optik sistem vardır.

İki sistem bize çelişkili bilgiler veriyorsa, duyusal bir çatışma ortaya çıkabilir. Örneğin, ağırlıksızlıkta, görsel sistem öncekiyle aynı bilgiyi iletirken, vestibüler sistem yerçekimi ile olağan hizalanmamızla uyarılmaz.

Hareket hastalığının yeterli tedavisi veya önlenmesi hala çözülmemiş bir sorundur. Bazı semptomları ilaçla kısmen bastırmak mümkün olsa da bu bir çözüm değildir.

Denge sistemini incelemek için Uluslararası Uzay İstasyonu ISS üzerinde yeni geliştirilen 3-D ETD (Eye Tracking Device) kullanılarak göz hareketlerinin ölçümleri yapılır. Bu şekilde araştırmacılar, hem uzayda hem de günlük klinik uygulamada denge ve hareket bozuklukları için daha iyi teşhis ve tedavi seçeneklerini kullanabilmek için hareket hastalığına yol açabilecek süreçleri daha iyi anlamayı öğreniyorlar.

Göz izleme cihazı şu anda Berlin’deki iki yan şirket tarafından çeşitli ticari biçimlerde başarılı bir şekilde pazarlanıyor. Uygulamalar çok farklı. Bunlar, kamyon ve otobüs sürücülerinin ne zaman yorulduğunu belirlemekten, miyopiyi tedavi etmek için lazer kornea ablasyonunun ilerlemesini izlemeye ve baş dönmesi de dahil olmak üzere çeşitli nörolojik hastalıkları teşhis etmeye, reklam etkinliği araştırmasının deneklerinin baş ve göz hareketlerini izlemeye kadar uzanır.

Alman bilim adamları ayrıca iki başka insan fizyolojisi deneyinde yer alıyorlar: Kardiyovasküler düzenleme üzerine CARD ve kemik metabolizması üzerine EDOS.

Koordinatör: A. Clarke (Charité Berlin)