Mümin haksızlık karşısında ne yapar ?

Gonul

New member
Mümin Haksızlık Karşısında Ne Yapar? Birlikte Düşünmeye Davet

Arkadaşlar selam,

Bazen hayatın içinden öyle sahnelerle karşılaşıyoruz ki insanın vicdanı sarsılıyor. Haksızlık, adaletsizlik ya da ayrımcılık gördüğümüzde içimizde bir ses “Buna karşı çıkmalısın!” diyor. Peki, bir mümin olarak bu durumda ne yapmalıyız? İşin içine sadece dini inançlar değil; toplumsal cinsiyet, sınıf ve hatta ırk gibi faktörler de giriyor. Çünkü haksızlık, herkesi aynı şekilde etkilemiyor. Bu yazıda biraz bu yönleriyle ele almak, sizin fikirlerinizi duymak istiyorum.

İslam’da Adalet ve Haksızlıkla Mücadele

Kur’an’da ve hadislerde adaletin önemi defalarca vurgulanıyor. “Bir kavme olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin” (Maide 8) ayeti, aslında evrensel bir ölçü koyuyor: Mümin, haksızlığı kime yapılırsa yapılsın karşı çıkmalı. Peygamberimizin “Zulmeden de, zulme uğrayan da kardeşine yardım et” hadisi ise haksızlık karşısında aktif tavır almayı öğütlüyor.

Ama burada mesele sadece dini bir emir değil. Toplumun içinde farklı grupların, özellikle kadınların, yoksulların ve etnik azınlıkların, haksızlık karşısında daha kırılgan bir durumda olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı

Kadınlar genellikle haksızlık konusuna daha empatik ve sosyal ilişkiler üzerinden bakıyor. Bir kadın forumda şöyle yazmıştı:

“Bir arkadaşım işyerinde sürekli mobbinge uğruyordu. Bunu görünce sessiz kalamadım. Çünkü biliyordum ki o sessizlik, haksızlığın devam etmesine izin veriyor.”

Kadınlar için haksızlıkla mücadele sadece bireysel bir mesele değil, aynı zamanda topluluğun birliği ve birbirini kollamasıyla ilgili. Bu, kadınların tarih boyunca maruz kaldıkları ayrımcılıktan ve sosyal yapının üzerlerindeki yükünden de kaynaklanıyor. Bir kadının haksızlığa karşı çıkışı, çoğu zaman sadece kendisi için değil, başkalarının da sesi olmak anlamına geliyor.

Erkeklerin Çözüm Odaklı ve Stratejik Yaklaşımı

Erkeklerse meseleye daha stratejik ve sonuç odaklı yaklaşabiliyor. Mesela bir erkek, haksızlığa uğradığında veya başkasına yapıldığını gördüğünde “Bunu sistematik olarak nasıl çözerim?” diye düşünebiliyor. Bir örnek:

“Ben işyerinde ücret eşitsizliği fark ettim. Önce belgeleri topladım, sonra yönetime rapor sundum. Çünkü tek başına itiraz etmek yerine yapıyı değiştirmek gerekiyordu.”

Bu yaklaşım, haksızlık karşısında çözümü bireysel duygulardan ziyade sistematik düzeltmeye odaklıyor. Erkeklerin toplumsal roller gereği daha fazla güç veya yetki sahibi olmaları da bu tavrı güçlendiren bir etken.

Irk ve Sınıf Faktörleri: Haksızlık Herkese Eşit Dokunmaz

Bir müminin haksızlık karşısında ne yapacağı sorusu, ırk ve sınıf boyutuyla daha da derinleşiyor. Çünkü adaletsizlik çoğu zaman yoksulları, azınlıkları ve ötekileştirilen grupları daha sert vuruyor.

Mesela düşük gelirli bir aileden gelen bir genç, okulda veya işte ayrımcılığa uğradığında sesini çıkarmakta daha çok zorlanabiliyor. Etnik bir azınlık mensubu, hakkını savunduğunda “fazla talepkâr” veya “isyankâr” olarak damgalanabiliyor. İşte tam da bu yüzden müminin görevi, sadece kendine yapılan haksızlığa değil, güçsüzlere yapılan adaletsizliğe de karşı çıkmak oluyor.

Haksızlık Karşısında Sessiz Kalmak

Burada kritik bir nokta var: Sessiz kalmak da bir tercihtir. Hatta çoğu zaman haksızlığı büyüten şey, sessiz kalan kalabalıklardır. Sosyal bilimcilerin “seyirci etkisi” dediği şey, İslam’ın “zulme sessiz kalan zalimdir” uyarısıyla da örtüşüyor. Mümin, “Benim başıma gelmedi, bana dokunmaz” diyemez.

Kadın ve Erkek Yaklaşımlarının Birleşimi

Kadınların empatik, ilişki temelli yaklaşımıyla erkeklerin çözüm odaklı, stratejik tavrı birleştiğinde daha güçlü bir yol çıkıyor: Hem mağdurla dayanışmak hem de haksızlığı doğuran sistemi değiştirmek. Bir örnek düşünün: İşyerinde kadınlara daha düşük maaş veriliyor. Kadın çalışanlar dayanışma gösteriyor, erkek çalışanlar da belgelerle, dilekçelerle yönetimi zorluyor. Sonuç: Hem vicdani destek hem de somut çözüm.

Forum İçin Tartışma Soruları

1. Sizce müminin haksızlık karşısında ilk yapması gereken şey nedir: Ses çıkarmak mı, stratejik bir çözüm üretmek mi?

2. Kadınların empatik yaklaşımı mı yoksa erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı mı daha etkili? Yoksa ikisi birlikte mi olmalı?

3. Irk ve sınıf farklarının, haksızlıkla mücadelede oynadığı rolü nasıl değerlendiriyorsunuz?

4. Siz hayatınızda gördüğünüz bir haksızlığa nasıl tepki verdiniz?

Sonuç: Adaletin Yanında Durmak Müminin Görevi

“Mümin haksızlık karşısında ne yapar?” sorusu, aslında sadece dini bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk. Kadınların empatik, erkeklerin stratejik yaklaşımı birleştiğinde haksızlığa karşı daha güçlü bir mücadele doğuyor. Ama ne olursa olsun, müminin görevi net: Sessiz kalmamak, adaletin yanında olmak.

Peki siz, haksızlık karşısında hangi yöntemi tercih ediyorsunuz: Hemen ses çıkarmak mı, yoksa stratejik çözüm geliştirmek mi?